Bir boşanma davasında mahkeme, eşine duygusal şiddet uyguladığı tespit edilen erkeği tam kusurlu saydı. Karar, duygusal şiddetin evlilikteki olumsuz etkilerini gözler önüne sererken, mahkemenin verdiği bu hüküm, benzer vakalar için de emsal niteliği taşıyor.
Boşanma davasında kadın, eşinin kendisine uzun süre boyunca psikolojik baskı uyguladığını ve manevi olarak yıprattığını belirtti. Sürekli hakaret, aşağılama ve duygusal manipülasyon gibi davranışların evlilik boyunca kendisini ruhsal olarak ciddi şekilde etkilediğini ifade eden kadın, bu durumun evlilik birliğini çekilmez hale getirdiğini savundu. Mahkeme, yapılan incelemeler ve tanık beyanları sonucunda erkeğin eşine karşı sistematik olarak duygusal şiddet uyguladığı sonucuna vardı.
Mahkeme kararında, duygusal şiddetin evlilik birliğinin temelini sarstığı ve bu tür davranışların evlilikte ağır bir kusur olarak değerlendirildiği vurgulandı. Duygusal şiddetin fiziksel şiddet kadar yıkıcı etkiler yaratabileceği belirtilirken, erkeğin bu davranışlarının evlilik ilişkisine zarar verdiği tespit edilerek tam kusurlu sayıldığı ifade edildi. Bu karar doğrultusunda, kadının açtığı boşanma davasında tazminat talebinin de kabul edildiği öğrenildi.
Uzmanlar, duygusal şiddetin toplumda fiziksel şiddet kadar ciddiye alınmadığını, ancak psikolojik ve duygusal baskının da bireyler üzerinde derin yaralar açabileceğini belirtiyor. Bu mahkeme kararı, duygusal şiddetin evlilik içindeki yıkıcı etkilerini vurgulaması ve mağdurların haklarını koruma açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.