Dijital dünya, artık hepimizin hayatının neredeyse vazgeçilmezleri arasında yerini aldı.
"Sanal alem" de denilen bu dünyada kişilerin gerçekliği olmasa da, klavyenin başındaki kişiler, "ulaşılamaz" olduklarını ya da "ne de olsa sanal alem" mantığı ile istediklerini yazabilme özgürlüğünü, "istedikleri kadar hakaret edebilme, iftira atabilme" özgürlüğü olarak algılayabiliyor.
Dijital dünyada giderek artan bu tür mağduriyetlerin önüne geçebilmek için cezai yaptırımlar uygulansa da, sosyal medya kullanıcılarının da bu konuda sağlıklı bir bilince, haklarını savunabilmeye ihtiyaçları var.
"DİJİTAL DÜNYANIN YENİ TEHLİKESİ"
Mumcu, "Dijital Dünyanın Yeni Tehlikesi: Sosyal Medyada İtibar Suikastı" başlıklı makalesinde dijital çağın iletişim dinamiklerini köklü bir şekilde değiştirdiğini ve sosyal medyanın yaşamımızdaki rolünü büyük ölçüde artırdığını belirtti. "Bu dönemin en belirgin özelliklerinden biri, bilgi akışının hızının ve erişiminin olağanüstü derecede artmış olmasıdır" diyen Mumcu, sosyal medya platformlarının bireylerin ve grupların bilgi üretme, paylaşma ve tüketme yöntemlerini köklü bir biçimde dönüştürdüğünü vurguladı. Dijital devrimin sadece bilgiye erişim imkânı tanımakla kalmayıp, aynı zamanda dezenformasyon ve manipülasyon stratejilerine de zemin hazırladığını ifade etti.